SLUT MODASI ...


Matematik, fizik, kimya gibi alanlarda bir kolaylık var. Gereğinde referans kitaplarını açar, tartışılmaz bilgilere ulaşırsınız.

Malzemesi söz olan işlerle uğraşanlar o olanaktan yoksun. Otorite sayılan kaynaklarla bile görüş ayrılığına düşülebiliyor. Kemikleşen bir terslik kafa bulandırıyorsa, düzeltmesi çok zor.

Örneğin, beyin yıkama deyimini yanlış düşünce yerleştirme, yani zihin kirletme anlamında kullanmaktayız. Yıkayarak kirletmek ne demek?

O lafın kaynağı "brainwashing" sözcüğü. "Brain" beyin, "washing" de yıkama olduğuna göre, ilk çeviren öyle deyivermiş. Ağzımızın alıştığı deyim kitaplarda da yer etmiş. Bütün sözlüklerde o karşılık bulunuyor.

Oysa badana yahut boya anlamına da gelir "wash". Örneğin "whitewashing" beyaz badana (mecazen ayıp örtmek), "gold wash" altın rengi demek. Keşke ilk çevirmen "brainwash" karşılığı diye beyin boyama deyimini önerseydi!

Gülümseyerek hatırlarım. Robert Kolej'in faşist eğilimli Türk müdür yardımcısı Hüseyin Pektaş beni komünistlikle "suçlayarak" azarlarken "Senin beynin yıkanmış, kıpkızıl olmuşsun!" diye bağırmıştı. Garip deyimi ilk o gün duymuş, yıkanarak nasıl kızarmış olduğumu anlayamamış, adamın sapıttığına bir kere daha hükmetmiştim.
"Beynin boyanmış, kıpkızıl olmuşsun" deseydi, sözü biraz daha ipe sapa gelir, lise öğrencisinin gözünden biraz daha az düşerdi.

***

Şimdi bir başka sözcük dünyayı karıştırdı.

Kanada'nın Toronto kentindeki bir üniversitede hukuk fakültesi öğrencilerine konuşma yapan güvenlik görevlisi Michael Sanguinetti kadınların saldırıya uğramak istemiyorlarsa "slut" gibi giyinmekten kaçınmaları gerektiğini söyleyince kıyamet koptu. Ateş püskürerek ayağa kalktı kadın milleti.

Adam özür diledi, disiplin cezası aldı; ama öfke yatışmadı. Kanada'da başlayan protesto yürüyüşleri Amerika'ya, İngiltere'ye, Avustralya'ya yayıldı. Toplantılar, mitingler, yayınlar sürüyor.

Ne demek bu kıtalar arası celal depremine yol açan "slut"? Sözlükler karşılık diye "sürtük" veriyor. Yanlış değil ama yetersiz.
"Sürtük" fazla dolaşan kadın demektir. "Slut" ise cinsel ağırlıklı anlam içerir. Argomuzdaki karşılığı "kaşar, motor, kova" gibi aşağılayıcı sözcüklerdir.

Nitekim tepkiler de o saldırıya yanıt niteliğinde. İnadına üşütük şıllık ya da kiralık yosma kılığına bürünüp "slut" yürüyüşü yapan kadınların ellerindeki pankartlar hep cinsel içerikli:

"Vücudum benimdir. Gönlümce kullanırım. İster keyif, ister para için."
"Canımın çektiğiyle sevişiyorsam sana ne be?"
"Seks iki kişinin birlikte yaptığı bir şeydir. Birinin ötekine yaptığı değil."

Bizim "sinkaf" fiilimizin İngilizcedeki karşılığının kullanılışı da o iddiayı destekler. Yani onların konuşmalarında bir kadının erkek ırzına geçme fiilinden söz edilebilir.

***

Eskiden yurdumuzda İstanbul beyzadeleri kadınlara cins-i latif derlerdi. İltifat sayılan o deyim özgürlük kısıtlayıcı bir buyurganlığın aracı olabilir. "Sen latifsin, şunu yapamazsın, bunu edemezsin" diye karışılabilir kadınların yaşantısına.


O biçim kamuflajlı zorbalıklara karşıyım elbette. Kadınlara ve erkeklere her türden hak tanınmasında yüzde yüz eşitlik gözetilmesinden yanayım. Ama feministlerimizin nüans fark etme gücüne güvenerek şunu da söylemeliyim:

Bir hakka sahip olmak başkadır, onun nasıl kullanılacağına karar vermek başka. Geğirme özgürlüğüm var; ama yapmamaya çalışırım. Bir kız motosiklet yarışına katılmak isterse, hoşuma gider. Ancak geride bıraktıklarına -kimi delikanlıları taklit ederek- nah işareti yapmasa iyi olur.

Yaparsa hoşlanmayacağımı açıklamak kadın haklarını kısıtlama değildir herhalde.
Onun dilediğini yapma özgürlüğü varsa, benim de dilediğimden hoşlanmama özgürlüğüm yok mu?
Batı'da merak sarılan davranışlar hiçbir etik ve estetik süzgeçten geçirilmeden getirilebiliyor ülkemize.
Umarım "slut" modasını ithal etmeyiz.

Refik ERDURAN

Hiç yorum yok:

Web Analytics