MİZAH etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MİZAH etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

VAY ANASINI SAYIN SEYİRCİLER ....! ( maç spikerlerinin gafları )


Maç spikerlerimizin maç anlatımına rastladığımda , futbola meraklı olmasam da , durur , dinlerim .. Çünkü öyle ilginç , öyle eşi benzeri bulunmaz ifadeler icat ederler ki ....

Maçı izlemek değil ,spikeri dinlemek keyif verir bazen ..
Kurduğu cümleler güldürür de çoğu zaman ..
Dediğim gibi , bir çoğu da klasikler arasında yerini almıştır günümüzde.

Şimdi , gelin kendinizi radyo ya da tv karşısında hissedin..
Maç spikerlerimizin tarihe geçmiş klasiklerini birlikte izleyelim:


-Bağırıyorummm, haykırıyorummm hatta sevinçten çıldırıyorummmm”
Ercan Taner, Galatasaray-Leeds United maçının bitiminde...

- Hami Dandi’ye “dan!” diye çaktı..
Ümit Aktan, Dundee United-Trabzon maçında, Hami’nin golünden sonra...

Ümit Aktan, Grasshoppers-Galatasaray maçında :
- Gollerimizi Hagi ile Arif attı sayın seyirciler. Bu tablo bana büyük Türk Bestecisi Hacı Arif Bey’i hatırlatıyor, nedense..?”-Zaten bizim Neuchatel’den de 5 tane çocuğumuz var!


Galatasaray’ın Werder Bremen’e, deplasmanda 2-1 yenilmesinden sonra umut verici bir skor olduğu için, sevinçli bir halde Mustafa Denizli’nin yanına koşan Bülent Karpat:
-Mustafa, iki, bir daha kaç eder ?

-Japonya taraftarlarının ağızları yüreklerine geldiiii ...!
Onur Yıldız )

(8 - 0) lık ingiltere maçını anlatan spiker;
-Evet sayın seyirciler, İngilizlerin bir atağını daha gol yiyerek savuşturduk."

-Maç bitti biz hala gol yiyoruz sayın seyirciler."

Oğuz Tongşir

Şimdi Galatasaray'da Volkan diye bir futbolcu var. orta sahada topu aldığı zaman yana, sağa, sola değil, direk "dikine" oynayabilen bir futbolcu..(Bülent Karpat)

-Tugay vurursa gol olur, vuruyoooor, aut...
Bülent Karpat


Maç: İngiltere-Türkiye
Yayın: TRT
Spiker: Abidin Aydoğdu
Skor: 8-0

8. gol sonrası:
-Vay anasını sayın seyirciler..! bir gol daha yedik..!”

Orhan Ayhan 31 ekim 2004 Galatasaray - Akçaabat Sebatspor:
-iki takımda iyice durdu sanki sahura kalkacaklar, o da ne Hasan kalktı ama durdu.

29 haziran 2005 Brezilya - Arjantin maçı.
İlker Yasin maç sırasında yağan yağmuru, "ıslak yağmur taneleri... " diye tanımlıyor

Kanal: TRT 1
Barcelona-Real Madrid maçı oynanıyor.

Maçın özelliği, Luis Figo’nun Barcelona’dan Real Madrid’e transfer olduktan sonra Real formasıyla ilk kez Nou Camp Stadına çıkıyor olması. 100bin küsur Barcelona seyircisi Figo’ya her top gelişinde protesto ediyor ve maçı anlatan Yalçın Çetin incileri sıralıyor:
- Evet az önce ekranda Figo yoktu ama uğultusundan onu hissedebiliyorsunuz...

- İspanyol Televizyonu göstermiyor ama tribünlerde Figo’nun pek de iç açıcı olmayan posterleri var, sayın seyirciler...

Beşiktaş - Galatasaray maçındaki bir pozisyonun ardından Show Radyo:
-Topa son dokunamayan Carew.....

Adana'nın özel kanallarının birindeki spiker:

-Eveeet.... Adanademirspor sahaya "yaklaşık" 11 kişi çıktı.

16 aralık 2005 Kayserispor - Galatasaray maçı..
Radyo 7 spikeri Ümit Karan'ın golü için fena gaza geliyor:
-Evet sayın dinleyenler !
Kayseri Atatürk stadında golü kimse görmedi, kaleci İvankov görmedi, 25 bin taraftar görmedi, ben bile görmedim.. Diyebilirim ki Ümit Karan kaleye şut atmadı adeta tabancayla mermi attı kurşun attı"
hey maşallah

Euro2000, Türkiye çeyrek finale çıkmış, Hüseyin Başaran Ömer Üründül’le rakibimiz Portekiz hakkında tartışıyor:
-Şimdi bu Portekiz’de Figo diye bir arkadaş var…”

Sabri Ugan:
- Milan Schalke maçı 3-2 berabere devam ediyor.

Maç: Kocaelispor - Beşiktaş
Yayın: TGRT
Spiker: (yine) Ümit Aktan
-Amokachi malvarlığını içine soktu...”

Amokachi altın zincirini formasının içine sokmuştur...)

Yıllar önce bir şampiyonlar ligi maçı.
Star TV de Bülent Karpat ilk kez spikerlik yapacak:

-Eee..ööö...düt !! maç başladı...


Fenerbahçe-Karşıyaka maçı, Öztürk Pekin :
- Aygün kaleci ile karşı karşıya..
Aygün... Aygün!!...At onu Aygün!!!!....Ahaha! gooooll!!!!....Eehehooe ee e e...
Yani futbolun guzelliği için at Aygün, seyir zevki için at...”


16 kasim 2005 Türkiye İsvicre maçı:
- Sayın seyirciler, size İsviçreli futbolcular hakkında da bilgi vermek istiyorum, ama... boş verin...

- “Hakan, önünde kocaman bir kale, bir plase yapsan yetecek gole...”
İlker Yasin (1995).
Euro96, grup eleme maçı, İsviçre-Türkiye (1-2), Hakan şükür bir gol pozisyonunu kaçırdıktan sonra...

Can Bartu, ATV'de Beşiktaş maçını yorumlarken:

-Walsh ikinci yarı çok etkisiz, kendisini oyunda hiç göremiyorum...”

( Walsh devre arasında oyundan çıkmıştır...)


Parma ile İnter arasında oynanan İtalya Kupası maçı:
Kanal : TRT 1.
Parma takımı coşmuş maçı 6-1 önde götürüyor.
Maçı anlatan Hüseyin Başaran da coşmuş, Parma’nın her atağında yedinci gol mü geliyorrr?” diye bağırıyor. Son dakikalarda hepten çığrından çıkıp aşağıdaki kelime oyunlu cümleleri sarfediyor:
- Parma yine atakta... Cünyır... Cünyırrrr...
Yedi mi? Yedi miii? Yemediiiiiii. Kaleci Ballotta yemedi bu golü!”

(Hüseyin Başaran’ın bu espiriyi yaptıktan sonra mikrofonu kapatıp kendi espirisine güldüğü iddia edilmekte...)


Manchester Utd.-GS maçında Cantona Stumpf’a yaptığı faulden sonra özür dilerken:
“-Bir Fransız, bir Almandan, bir Türk ve bir İngiliz takımlarının maçında özür diliyor!”
Ümit Aktan

"Türkiye-Brezilya maçında spiker , sakatlanan Alpay için;
-Alpay arka ayağını burktu"

7 eylül 2005 Ukrayna Türkiye maçı..Ümit Aktan:
-Evet sayın seyirciler , hakem Ukraynalı oyuncuyu maçtan sonra evlat edinecekmiş gibi davranıyor.
Manchester Utd-GS maçının bitişini yine Ümit Aktan’dan dinliyoruz:

-“Bu 90 dakikada üç sıfır.....lık bir Manchester galibiyetini bile az gören seyirciye karşı, üç iki.....lik bir Galatasaray galibiyetinin sevincini yaşarken, maçı üç üç bitirmenin üzüntüsünü yaşıyoruz” 6 eylül 2003 Türkiye-Yunanistan maçında Mehmet Baturalp:
-İki ucu zorlu değnek...

6 kasım 2002 Fenerbahçe Galatasaray maçı radyodan anlatan bir spiker Emre Aşık'ın kırmızı kart gördüğü pozisyonda:

-Evet çok sert bir hareket, hakem kırmızı kartı gösterecek, aslında Emre her renk kartı hak ediyor sayın dinleyiciler. hani 'omzum ağrıyo bir çık da çiğnele' dersiniz ya işte Emre de aynen öyle yapmış bu pozisyonda

16 eylül 2003 Beşiktaş Lazio maçı sunan Güntekin Onay :
- Lucescu taktik gereği Ahmed Hassan ve Sergen'i yedek tutmaktadır.

İlk yarı bir serbest vuruş kazanılır. Güntekin Onay Yarar:
-"Hakem* barajı ayarladı. Kimin vuracağı belli değil.Topun arkasında Kaan Dobra, Ahmet Yıldırım biraz solda. Pancu Kaan Dobra'nın yanında, İlhan Mansız daha geride. Sergen kulübede "

5 mart 2003 Beşiktaş Gençlerbirligi maçı esnasında ceza sahası içindeki bir pozisyonun tekrarında , Ömer Üründül:

- "Bak şimdi Ahmet Hassan'ın çok ince bi hareketi var şurda, alttan geçiriyor"

Ümit Aktan, 17 kasım 2002 Fenerbahçe Bursaspor maçı'nı Radyo D'den aktarırken:
Washington'un kaçırdığı her gol sonrası:

- O topu gol yapmak için hiçbir şey yapmaya gerek yok. orada ağaç olsa, gelip top çarpsa gol olur.

- Dedeler yarışında derece alamamış bir dede bile tekerlekli sandalyeyle o golü atardı.

Ümit Aktan:
-Ukrayna oyuncu değiştiriyor. Husin girdi oyuna. top onda..Karşısında Hüseyin var.Bizimkisi daha Hüseyin tabi."

Karlı bir gün, spiker Ümit Aktan:
- Sahadaki karların tamamı temizlenememiş, buradan bakıldığında saha yoğurtlu ıspanak gibi görünüyor.Ukrayna - Türkiye maçında 90. dakika civarı 1-0 önde olduğumuz durumda oyuncu değişikliğini işaret eden hakeme duymamış gibi yapan Okan için :
- Okan ' ın çıkmasını işaret ediyor bizde anlamamış gibi yapıyoruz sayın seyirciler

2 nisan 2003 İngiltere Türkiye maçı ve levent özçelik:
-Evet sayın seyirciler, dakika 81 ve İngilizler 1-0 önde.....
(biraz bekler)
- yine öndeler..


Hüseyin Başaran, Şili-Brezilya maçını anlatıyor, sürekli Zamorano ile Ronaldo’yu karıştırıyor. 4-1 biten maçın 3. golünü atan Ronaldo’nun golü attığı an :

-Zamorano sıyrıldı, Zamorano, Zamorano ve goool. Zamorano’nun golü ... (kısa bir sessizlik) yine ‘Zamorano’ dedim, sayın seyirciler!”


20000/2001 sezonu Şampiyonlar Ligi, Çeyrek Final maçı. Galatasaray-Real Madrid karşı karşıya...
Radyodan anlatan : Ümit Aktan, maç, 2-0’dan 3-2’ye döndükten sonra:

-Hagi yine yokluyor kaleyi...Ümit, Hasan ve Jardel’den sonra Casillas’a bir ampul de ben takacagim" diyor.
-İspanya’da da varız Real Madrid. Madrid’de de varız, orada da takarız!”


E e tabii, sevgi olayı Ercan!
( Collina oyundan çıkan Hagi’nin elini sıkınca Tanju Çolak’ın Ercan Taner’e söylediği sözler...)

İlker Yasin, Oliviera’nın “hat-trick” yaptığı Belçika-Türkiye maçı esnasında:
Evet sayın seyirciler, elin zencisi, elin arabı ‘hat-trick’ yapıyor, bizim Hakan’ımız, bizim Oktay’ımız uyuyor...”
Turgay Şeren Antep’te oynanan G.Antep-GS maçı ertesinde yorumluyor:

Yalnız şöyle de bi olay oldu, bi pozisyonda Emre topu aldı, orta sahadan gitti, gitti Batistuta(!) ona öyle bi vurdu ki, hakemin orada faulu verip Batistuta’ya(!) bi de kırmızı kart çıkarması lazımdı. Ama o naaptı? Oyunu devam ettirdi Batistuta(!) da bütün maç tekme attı...”

Zidane koşarken topa basar ve düşer:
-“ Evet Zidane’dan fantastik hareketler”

Peter Schmichael bir pozisyonda sakatlanır ve ayağa kalkamaz:
Schmichael 39 yaşında... Acaba yaşlılıktan mı yerde kaldı, yoksa gerçekten mi sakatlandı..?

Yanlış karar veren hakemi seyirciler protesto eder...

-“ Bu dünyadaki en yalnız insanlar hakemlerdir, sevgili seyirciler... Bu dünyanın her yerinde böyledir!”

Akın Göksu, Meltem TV’de Peruggia-Trabzonspor arasında oynanan UEFA Kupası maçını anlatıyor. Bir ara yorumcu Hüseyin Tok’un ismini karıştırıyor:
“Evet sayın Top... Eee top? Top sahada.. Sayın tok...”

Aynı maçta, Trabzon 3-1 öne geçince İtalyan taraftarlar ellerine ne geçerse sahaya atar, yan hakem can havliyle bayrağını atıp sahanın ortasına kaçar.
Bizim oyunculardan biri işgüzarlık olsun diye yerdeki bayrağı alıp hakemlere getirirken :
-“Evet, işte görüyorsunuz sayın seyirciler, sahaya Galatasaray bayrağı atmışlar!!”

Galatasaray-Milan maçı (Sabri Urgan anlatıyor):
Capone’un vuruşu ve top direğin ah üstünden dışarı gidiyor sayin seyirciler. Resmen, “ah” üstü bu, az üstü diil sayın seyirciler!”


25.07.2001 tarihinde oynanan Galatasaray-Vllaznia, Şampiyonlar Ligi 2. öneleme turu ilk maçı. Maç Kanal D’den yayınlanıyor ve İlker Yasin anlatıyor:
“Ahh! Arif... Orda döndün mü vuracaksın...Taaak!”
Ümit Karan, boyu 1.81 olmasına rağmen taymingi iyi, iyi vuruşuyor toplarla”

G.Rangers-Fenerbahçe maçında Fener’in kaçırdığı bir pozisyondan sonra Ziya Şengül:

“Bu... Bu... Bu gol katliamı başka bir şey değil..!”


Tarih 19/09/2001, Maç, Psv Eindhoven-Galatasaray maçı : (yağmur yağmış, saha ıslak ve ağırdır)
Dileriz bu yağmur cimbom’un gol çiceklerini sulamak icin yağıyordur!”
Ümit Aktan

Yıl 1988, GS-Monaco çeyrek final maçı, Prekazi’nin unutulmaz golü radyodan Orhan Ayhan tarafından şöyle anlatılır:
Prekazi geliyooooor, vuruyoooooor...
Ohhhhha! be Prekazi bu ne beee!”


ABD ,, 1994 Almanya-Bulgaristan çeyrek final maçı (canlı yayın):
-evet golü atan futbolcu Letchkov...Evet notlarıma bakıyorum Letchkov Almanya'nın Hamburger takımında top koşturuyor...evet yanlış mı baktım notlarıma diye bir daha bakıyorum...evet gerçekten Hamburger takımında oynuyor...


Fenerbahçe-Lyon maçı sonrasında, verilmeyen penaltı pozisyonu hakkında yorumculardan biri “yüzde yüz penaltıydı” cümlesini kullanır.
Bunu duyan Ali Sami Alkış:
-“Ne yüzde yüzü?? Binde bin, binde bin!”

- Manchester United Şampiyonlar ligi ön eleme 2. maçı.
Anlatan : İlker Yasin
-Artık karşılaşmanın son anları..heyecan dorukta..bayraklarınız hazır mı ? arabalarınız kapıda mı ? "

Devamını Okumak İçin Tıklayın..!

DANIŞMAK GİBİ OLMASIN AMA..........


Bu başlık ta neyin nesi demeyin hemen canım ...

Durun anlatayım..

Yıllarca önce , ilk meslek yıllarımda , Orman Genel Müdürlüğünün Amenajman Heyetlerinden birinde görev yaparken , Giresun'da , ayaküstü 20 dakikada okuyup bitirdiğim , ve bunca yıldır bir köşede sakladığım ,belki şu anda kimsenin elinde mevcudu bile kalmamış bir kitabın adı bu...

"Danışmak gibi olmasın ama ..! "


Şimdi bir de Amenajman heyeti nedir diyen çıkabilir.

Ormanlar , belli bir idare müddeti , yani yaşlanma müddetince çeşitli türde bakımları yapılmak suretiyle işletilir.Biyolojik ömrünün değilse de ,ekonomik ömrünün sonuna geldiğinde ,belli bir oransal kural dahilinde gençleştirilir ve bu böyle devam eder gider..

İşte ormanların işletilmesi de bu heyetlerin her plan ünitesi (genellikle işletme şefliği alanı) için 10 yılda bir yaptığı plan yenilemeleriyle sağlanır.


Türkiye'de Alman Ormancılık ekolü hakimdir. Bunda İkinci Dünya savaşı yıllarında Nazi zulmünden kaçan Yahudi bilim adamlarının Istanbul Üniversitesi Orman fakültesindeki çalışmaları çok büyük öneme sahiptir.


Neyse , konuya dönersek , Ahmet ERSÖZ isimli Giresun Tirebolu'lu bir avukatın mahalli adliyelerdeki anılarını kaleme aldığı bir kitap bu....

"Karadeniz'li Bir Avukatın Not Defterinden "

Aman Tanrım... ! Basım yılı 1985 yazıyor..

O zaman bekar , çaylak bir mühendistik .. Bu sayfalarda zaman zaman konuk olan Burak , Zeynep henüz görünürlerde yoktu...

İşte o zamanların kitabıydı bu sözünü ettiğim kitap...

Mahalli yaşantılar ,mahalli gelenekler ,mahalli söyleyişler....

Karadeniz insanının candanlığı içtenliği...

Herbiri ayrı ayrı bir yazı bir kitap konusu olacak ne anılarım vardır oralardan....Hala bir film şeridi gibi biraz bulanık ama içimi ürperten bir sıcaklıkla geçer gider gözümün önünden ..


Neyse artık şu kitaba dönelim de bir iki anı aktaralım ...

......................................................................................

DANIŞMAK GİBİ OLMASIN AMA ....

Güldürü alanında ün yapmış usta bir sanatçı , ilkokullarda okutulan "okuma kitabı" nın adını eleştirerek ,sanki "Kitabı okumayasın.." gibi bir anlam çıktığına deyiniyordu....

Büyük kentlerde sabah erken kalkmak isteyenler ya da yolcular , postanedeki "Uyandırma" bürosuna önceden ricada bulunup verdikleri saatte uyandırılmaktadır.

PTT yönetiminin yararlı bir kolu olarak çalışan bu büronun işi gücü , uyandırmak " da , niye adı " Uyandır-ma! " dır , bilinmez.

Bir de "Danışma Büroları " vardır. Bir şey sormak için yaklaşanları ,koskoca tabela , sanki "Danış-ma ! " diye tersler gibidir.

*******************************************


Avukat yazıhanelerinde , çoğu kez danışmanın ücretli olduğunu belirleyen özel yazılar bulunur.

Giresun 'da bir iş sahibi , girdiği avukatın bürosunda , " Danışmak Ücretlidir " yazısını görünce :

"-Danışmak gibi olmasın ama ...." diyerek sözüne başlaması ve daha sonra da danışmada bulunması , avukatlar arasında uzun zaman güldürü konusu olmuştur.

* *

Kasabın biri avukat bürosuna girerek

-"Bey ...!" diye bağırmış... -"Bir köpek , dükkanıma daldı , beş kiloluk sığır budunu alıp kaçırdı.Bana bir akıl ver.."

-"Köpeğin sahibi senin zararını ödemelidir."

-"Peki ....Öyleyse 3000 lira borçlusunuz.Köpek sizindi."

Avukat bıyık altından gülerek kasabı yanıtladı:

-Çok doğru...Ancak danışmak 5000 liradır.Köpeğimin zararını düştükten sonra sizin bana 2000 lira daha vermeniz gerekir..."


* * * * * * * *


Yakınlıklarına karşın tanışmayan kimselerin bir rastlant ı sonucu kimliklerini açıklamaları , çoğu kez güldürüye yolaçmaktadır.

Tirebolu'da yetişmiş değerli kişilerden Doktor Ömer KADIOĞLU' nun başından geçen bir olayı örnek veriyorum..

Dr Kadıoğlu , Tirebolu merkezinden olduğu halde , akrabalarından bir bölümü Boğalı köyünde oturmaktadır.

İstanbul'da otobüsle Fatih'e gelmekteyken , durakta yeni binen iki kişiden biri diğerine :

-Haburaya gel...Haburaya....! " diye seslenir.

Doktor , bu söyleyiş biçiminden adamın bizim bu taraflı olduğunu anlayıp :

-Hemşerim ,sen nerelisin ? der..

-Giresun'luyum

-Neresinden ?

-Tirebolu..

-İyi de , hangi köyünden ?

-Boğalı köyündenim..

-Beni tanımadın anlaşılan..

-Sen kimsin ki?

-Ben Kadıoğullarından Doktor Ömer'im.

Adam iki kolunu açarak doktorun boynuna sarılır, hem de gücünün yettiği kadar bağırarak :

-Emiceeee....!


* * * * * * * * * * *


Yaşlı başlı bir hakimdi....

Karadenizli olduğu halde , meslek hayatının büyük bölümünü yine bu yörede geçirmişti.

Son derece yufka yürekli olduğu için , bazı kez , acıdığı kişilere verilecek cezada insaflı davranmaya çalışırdı.

Bir gün , evinde çuval dolusu kaçak tütün bulunan birini adliyeye getirirler.

Hakim , suçlunun evrakına bakınca anlar ki , bu zavallının biridir. Hayatta, senelerdir yatmakta olan felçli annesinden başka kimsesi de yoktur.Suçluya ceza verdiği takdirde ,yatalak annesi aç , susuz ve bakımsız kalacaktır.

İçinde bir acıma duygusu belirir. Sanığı serbest bırakmayı aklına koyar.

-Adin nedür ? Pabanin ananin adi nedür ? Oturduğun yer nireyedür ? Tevellüdün hangi yiladür ? ( Hangi yılda doğdun anlamında)

Diyerek kimliğini sorup izledikten sonra , sanığı sorguya çeker:

-De bağa bagayum ki , ha bu bi çuval tüdün senin evinde mi bulundi ?

Suçlu boynunu büker :

-Penum evumde bulundi Haçim Bey....

-Haçan puni eyü biley misun ?

-Nasıl pilmem... İnsan evindeki tüdünü pilmez olur mi ?

-Pilmeyü pilur de.....Olur ki oni pir paşgasi tüşmanlık etmeg içün oraya koymiştur...

-Haçim Bey... Penum niye tüşmanim olsun çi ?

-Tüşmanin olmaz da , emanet pirağmag isteyen piru çikabilür..


" Laz aklı , kaz aklı " sözünü kanıtlamak istercesine hakimn karşısında aptallık örneği vermekte olan Karadenizli , onun yardım etmek istediğini bir türlü anlayamaz..


-Evimdeki tüdünleri heç bi çimse emanet pirağmişta değüldür ..!


-Öyla da olsa , bu kaçak tüdünler , senden başga pirinün ... Mesela pir komşinin da , kıyasun diye saa pirağmiştür.

-Haçim Peyum... Allahın pilduğuni kuldan mi saklayalim...ha bu tüdünler çuvaliyla penimdir..


Karadenizli hakimin kafası atar..Aldığı cevaplar üzerine hemşehri olan sanığa cezayı hem de ağırlatarak vermesi işten bile değildir.

Ama , ya evde yatan felçli ve iki gözü görmeyen zavallı kadın ne olacak ?

Sanığın ifadesini düzeltmek için son bir daha çaba göstermek ister:

-Tüdünlerin saa ait oldiğuni anladuk da ,punları dicaret içun pulundurmuş olamazsın..

-Peg eyü anlayamadum Haçim Bey.....

-Onlaru ,ahurda hayvanlarun altuna sermeg için almuştun teğülmi ?

--Hayır Haçim Beyim ... Saa oyle tiyen yalan temiş..

-İşün aslu oyle teğülmidur ?

-Pen tüdünleri satmag ,kar etmeg içün gizlice gaçakçılardan almuş idüm..Punun içün pulundurayidüm...

Hakim sinirden deli gibi olmuştur.Artık Karadenizli sanık ceza yiyecektir. Bir taraftan elindeki kalemi kürsünün üzerine vurarak ,tempoya başlar ,diğer taraftan da aptal adama diyeceği sözleri laz havası okur gibi türküye çevirmiştir:


"Yedün cezayi yallah...

Yedün cezayi

Ettün ezayi amma

Yedün cezayü yallah

yedün cezayi"


* * * * *

O içten , o hilesiz hurdasız , içinden geldiği gibi olan insanlara , o fıkra konusu sevgili Karadenizlilere selam olsun ....

Devamını Okumak İçin Tıklayın..!

Fıkra gibi diyaloglar

Bu diyalogları muhtemelen daha önce okumuş olabilirsiniz.. Ama olsun , güne neşe katmak için bir daha okuyalım isterseniz ...
. . . . . . . . . .
BİLGİSAYAR şirketlerinin müşterileri için 7 gün 24 saat teknik destek sağladığı çağrı merkezlerinde operatör ile bilgisayar kullanıcıları arasında yaşanan diyaloglar fıkraları aratmıyor.

Elektronik posta yoluyla binlerce kişiye ulaşan ‘teknik destek sohbetleri’ okuyanları gülmekten kırıp geçiriyor.

Bilgisayarlarında karşılaştıkları sorunların çözümü için çağrı merkezlerini arayan kullanıcılar, kendilerine yöneltilen sorulara verdikleri ilginç cevaplar ve tepkilerle dikkat çekiyor. İşte her biri fıkra tadında olan diyaloglardan bazıları:

* Teknik Destek:- Nasıl bir bilgisayarınız var Ömer bey?

Müşteri: -Beyaz

* Teknik Destek: -Ekranınızın solundaki ‘Bilgisayarım’ ikonunu tıklar mısınız?
Müşteri:- Sizin solunuz mu, benim solum mu?

* Müşteri:- Merhaba. Ben Aysu. Bilgisayarımdan çıktı alamıyorum. Her deneyişimde ‘yazıcı bulunamıyor’ diye bir uyarı yazısı çıkıyor. Yazıcıyı kaldırdım ekranın önüne koydum, hala ‘yazıcı bulunamıyor’ diyor.
Teknik Destek:- !!!!

* Müşteri: -Yazıcımdan renkli çıktı alamıyorum. Bir şeyi eksik mi yapıyorum acaba?
Teknik Destek: -Yazıcınız renkli mi?
Müşteri:- Aaah, afedersiniz ya...

* Teknik Destek:- Şimdi ekranınızın üzerinde ne var hanımefendi?
Müşteri: -Eşimin doğum günümde hediye ettiği ayıcık. Niye?

* Teknik Destek: Şifrenizi söylüyorum: küçük c, büyük a, küçük n, 7
Müşteri: 7 büyük mü, küçük mü?

* Teknik Destek:- Hangi anti- virüs programını kullanıyorsunuz efendim?
Müşteri: -Windows
Teknik Destek:-O anti- virüs programı değil efendim.
Müşteri:- Afedersiniz, Internet Explorer'dı.

* Teknik Destek: -Buyurun efendim?
Müşteri: -Eee! İlk defa mail gönderiyorum da...
Teknik Destek:- Tamam! Ben size yardım edeyim.
Müşteri: -Adresteki ‘a’yı yazdım da, çevresine daireyi nasıl çizeceğim?

* Teknik Destek: -Günaydın. Size nasıl yardımcı olabilirim?
Müşteri: -Merhaba. Yazıcım çalışmıyor da...
Teknik Destek:-- Anladım. ‘Başlat’ tuşuna basar mısınız?
Müşteri:- Bak dostum! Ben Bill Gates değilim. Bana öyle teknik konuşma!

21 Haziran 2008
Onur SAĞSÖZ/ERZURUM, (DHA)

Devamını Okumak İçin Tıklayın..!

"TRAFİK CANAVARI BELGESİ "NEREDEN ALINIR ?



Ehliyet sınavlarında bugüne kadar sorulmuş sorular:

1 - Aşağıdaki işlemlerden hangisi ilkyardımdır?
a) Yaralanan kişiyi dövmek
b) İtfaiye çağırmak
c) Komşuları yardıma çağırmak
d) Kanamayı durdurmak

2 - İlkyardım çantası aracın neresinde bulunmalıdır?
a) Arka sağ tekerin içinde
b) Aracın içinde arka sağ tarafta.
c) Motor kaputu içerisinde
d) Ön torpido gözünde

3 - Şok pozisyonu aşağıdakilerden hangisidir?
a) Sırt üstü yatış, ayaklar biraz yukarıda, üstü örtülü
b) Sandalyede oturma, kolları yukarı kaldırma
c) Diz ustu oturarak kafa sallama
d) Masanın üzerine çıkıp kitap okuma

4 - Derin yanıklara olay yerinde aşağıdakilerden hangisi uygulanır?
a) Baş ağrısı hapı
b) Mantar merhemi
c) Şampuan
d) Soğuk su-buz

5 - Güneş çarpması sonucunda hastaya aşağıdakilerden hangisi uygulanır?
a) Güneş çarpınca denize atılır.
b) Bele kadar kuma gömülür
c) Vücut sıcaklığı yavaşça düşürülür
d) Kendi kendine iyileşmesi beklenir

6 - Donma sonucu uyku durumunda olan kimseye aşağıdakilerden hangisi uygulanır?
a) Uyumaması sağlanır
b) Yatağa yatırılır ve uyuması beklenir
c) Beraber uykuya yatılır
d) Hiçbiri

7 - Burun kanaması olan bir kazazedeye aşağıdakilerden hangisi yapılır?
a) Saçları yolunur
b) Saçlarına masaj yapılır
c) Sıcak küvet içine oturtulur
d) Buruna tampon konulur

8 - Bilinci kaybolmuş kazazedenin soluk yolunun tıkanmaması için aşağıdakilerden hangi pozisyon verilir?
a) Amuda kalkacak şekilde
b) Sırt üstü yatacak şekilde
c) Sırt üstü yatırılır
d) Sabit yan pozisyona alınır

9 - Açık karın yaralanmalarında organlar dışarı sarkmışsa ne yapılır?
a) Dışarıdaki organlar poşet içerisine konur
b) Organlar yara üzerine toplanarak ıslak bezle örtülür
c) Dışarıya çıkan organlar kesilir
d) Hiç dokunulmaz

10 - Sıcak vurması sonucu bayılan kimseye aşağıdakilerden hangisi önce uygulanmalıdır?
a) Derhal küvet içerisine yatırılmalıdır
b) İlaç içirilmelidir
c) Fıkra anlatılmalıdır
d) Serin bir yerde şok pozisyonuna alınır

11 - Solunum zorluğu olan kişiye ilk iş olarak ne yapılır?
a) Başı okşanır
b) Ağız boşluğu temizlenir, sonra baş arkaya bükülür
c) Ağzı kapatılır, hastaneye nakledilir.
d) Yapay diş takılır

12 - Yanık yarası olan bir kazazedenin yarası üzerine aşağıdakilerden hangisi uygulanır?
a) Saç jölesi sürülerek
b) Yoğurt sürülerek
c) Zeytinyağı sürülür
d) Temiz, ıslak bez örtülebilir

13 - Kırıklar neden tespit edilmelidir?
a) Kazazedenin rahat kahvaltı yapması için
b) Kazazedenin rahat uyuması için
c) Kırık kemik uçlarının komşu organlara batarak büyük yara açmaması için
d) Kırığın tespitinin önemi yoktur.

14 - Aşağıdaki vakalardan hangisinde yaralı yan yatış pozisyonuna alınır?
a) Boğulan kişilerde göğüs kemiği kırık olan yaralılar
b) Önemli değil
c) Egzost gazı ile zehirlenenler
d) Karnından yaralanmış olanlar

15 - İki ayağı olmayan sürücü adayı ortopedi hekiminin vereceği karara göre
hangi sınıf sürücü belgesi alabilir?
a) Böyle şey olmaz
b) A sınıfı alabilir
c) E sınıfı alabilir
d) H sınıfı belgesi alabilir

16 - İlkyardım çantası ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Yayalarda ilkyardım çantası bulunur
b) Deniz araçlarında ilkyardım çantası bulunur ve uygulanmaz
c) Herhangi bir trafik kazasında kullanmak için bulundurulur
d) İnsan hayatının önemi yoktur

17 - Yanık yarası olan bir kazazedenin yarası üzerine aşağıdakilerden hangisi uygulanır?
a) Tuzlu su dökülür
b) Ayran sürülür
c) Salça içirilir
d) Temiz ıslak bez örtülür

18 - Omurga yaralanması olan kazazede oturtulursa ne olur?
a) Vücut sıcaklığı artar
b) Yara mikrop kapar
c) Felç olur
d) Saçları dökülür

19 - İlaçla henüz intihar ettiği fark edilen kimseye ne yapılır?
a) Kusturulur
b) Su içirilir
c) Asit içirilir
d) Denize oturtulur
________________________________________


Arkadaşlar ,bu soruların birilerince uydurulduğunu sanmayın..
Ben ehliyet alırken ,bu soruların bir kısmı ile bizzat karşılaşmıştım..
Emniyet Genel Mürlüğünce hazırlandığı sıralarda sınavlarda bu sorular çıkıyordu..
Ve inanın ,pek çok kişi bu sınavı geçemiyor ,kopya ,yardım gibi yöntemlerden medet umuyordu..
Bunlardan çok daha garip teknik sorular da vardı..
Bulursam eklerim..
Ya da bilen varsa ve gönderirse ekleyebilirim..

Devamını Okumak İçin Tıklayın..!

UNUTULMAYAN GAFLAR


Bazen rastlarsınız orda burda .. Unutulmaz gaflar diye...Onlardan bir demet ,bu güzel hafta sonunda size bir gülümseme getirir umarım.
Erotizm derecesi yüksek olanları çıkarmakla iyi mi ettik bilmiyorum.
Gerçi burada biraz da haksızlık yaptık..sadece Reha Muhtar gafları yeterdi ama .
İşte gaflardan seçmeler :Reha Muhtar ile başlayalım mı ?

Haber: Bir yüzücü 350 Tonluk gemiyi çeker.
R. M. : - Nasıl çekiyorsunuz gemiyi?
-İnanç meselesi, içinizde bunu hissetmeniz gerekir.
R.M. : - Neyi hissetmem gerekir? Gemiyi mi?


Haber : Mahkumlar tünel kazarak kaçar...
R .M. : Mahkumlar kaçmak için mi tünel kazdılar

Haber : Harika Avcı kürtaj yaptırmıstır.
R.M. : Peki, Bebek simdi nerede?


Haber : Bir okul müdürü cinsel tacizle suçlanır...
R. M. : Sen benim sözümü bile kestiğine göre kim bilir daha neler yapmışsındır.


Alparslan Türkeş'in cenaze töreninin olduğu günü Reha Muhtar Show Haber'de şöyle der;
-Cenaze töreninde sayıları on binin üzerinde yedi bin güvenlik görevlisi vardı.


Reha Muhtar karısını boğarak öldüren adamı programına çıkarıyor. ilk sözü:
- Efenim, başınız sağ olsun.


Reha Muhtar anlamakta bazen güçlük çeker:
- Doğuştan kör olduğunuzu anladım da beyefendi, küçükken de gözleriniz görmüyor muydu onu soruyorum?


Reha Muhtar, canlı yayında Şerafettin Bey'le konuşuyor.
-Sayın Şerafettin Bey kardeşim, siz orada var mıydınız, yok muydunuz, efenim?
-Yoktum.
-Yoktum diyorsunuz.
-Yoktum diyorum.
-Bak Şerafettin sana bir daha soruyorum. Var mıydın, yok muydun?
-Valla billa yoktum.
-Yemin etmenize gerek yok efendim, size inanıyoruz.
-Var mıydın, yok muydun?
-Vardım efendim..
-Peki Şerafettin siz demin yoktum diyordunuz, şimdi vardım diyorsunuz. Bu nasıl iş kardeşim?
-Yoktum dedim inanmadınız, ne yapayım?
-Ne yapacağınızı ben bilemem efendim. Orasını sen düşün. Var mıydınız, yok muydunuz?
-Hatırlamıyorum.
-Hatırlayinız efendim. Bak bir filmimiz var sizinle ilgili. Onu birlikte
izleyelim.. sonra sana soracağım.
Araya söz konusu film giriyor. Bir muhabir kapıyı kırıp Şerafettin'in evine giriyor ve kibarca, gizli kamera (!!) ile çekim yapmak icin izin istiyor. Şerafettin Bey izin vermiyor tabii. Bunun üzerine kameraman dinlemiyor, çekimlerini yapıp gidiyor. Yine Reha Muhtar geliyor görüntüye:
-Filmimizi izlediniz, Şerafettin Bey. Şimdi ne diyorsunuz?
-Galiba varmışım.
-Galiba ile olmaz efendim, emin misiniz?
-Eminim.
-Öyleyse eminsiniz yani.
-Evet efendim, eminim.
-Şerafettin Bey eminim diyorsunuz ama pek emin görünmüyorsunuz.
.....................................................................

-Sayın Hamdi Bey iyi akşamlar efendim. Sizin adınız Hamdi midir, efendim?
-Evet Hamdi'dir, Reha Bey..
-Hamdi diyorsun.
-Hamdi diyorum çünkü nufus kağıdımda öyle yazıyor.
-Ben nüfus kağıdınızı sormuyorum efendim.
-..
-Sana soruyorum: Sizin sahte olmayan isminiz nedir?
-Hamdi.
-Nasıl yazılıyor?
-He, a, me, de, i seklinde..
-Yani sahte olmayan isminiz Hamdi diyorsunuz.
-Peki sahte olan isminiz hangisi?
-Benim sahte olan bir ismim yok!
-Ama demin sahte olmayan ismim Hamdi dediniz.
-Demek ki bir de sahte isminiz var. Size Yeşil diyorlar efendim. Siz Yeşil misiniz?
-Hayır Yeşil değilim.
-Öyleyse size niye Yeşil diyorlar?
-Bana Yeşil demiyorlar. Hamdi diyorlar.
-Yani inkar ediyorsunuz. Sükut ikrardan gelir Hamdi.
-Ben sükut etmiyorum, konuşuyorum ve Yeşil değilim diyorum.
-Yeşil değilim dediniz ama mosmor oldunuz. Bakıyorum şimdi de kızarıyorsun. Niye sarardın Hamdi?
-Sarardım çünkü ben Tanrı'nın oğluyum. Her renge girerim.
-Ne oldu Hamdi Bey? Bir tuhaf konuşuyorsunuz.
-Galiba delirdim. Bana bir doktor lütfen!
-Geçmis olsun, Hamdi Bey. Size acil şifalar diliyorum.İyi akşamlar efendim.
.......................................
İsmini vermek istemeyen izleyicimiz Filiz Ovar İngiltere'den arıyor ... ( A Takımı)

"Benim o kültürsüz insanlarla işim olmaz, zaten şimdi ultrasyondan çıktım çok mutluyum ... " (Ceylan)

Maç: Kocaelispor-Besiktas Yayin: TGRT
Spiker:Ümit Aktan
-Amokachi malvarlığını içine soktu..
(Amokachi altın zincirini formasının içine sokmuştur...)


Bu çocuk üçünüzden!.."
Erman Toroğlu (Karar Anı adlı programda, karı-koca ve sevgiliye söylüyor)


Futbol sahalarından :

-Efendim ... Eeeee... Hakan'in şeyi yok ...
(Hıncal Uluç)
-Ömer Üründül : Vay, vay vay vay vay..
Spiker Yalçın Çetin : Hem de ne vay !
(Bjk- Gençlerbirliği maçından)


Mac: Ingiltere-Turkiye Yayin: TRT Spiker: Abidin Aydogdu Skor: 8-0 8.
Gol sonrasi:
-Vay anasını sayın seyirciler, bir gol daha yedik!?



"Bu akşam oynanacak olan Beşiktaş-Galatasaray derbisinin sonucu henüz belli değil ... " (Zeynep Kasımlıoğlu

• Can Bartu, ATV'de Besiktas maçını yorumlarken:
-Walsh ikinci yarı çok etkisiz, kendisini oyunda hiç göremiyorum...
(Walsh devre arasında oyundan çıkmıştır..)

• Parma ve İnter arasında oynanan İtalya kupası maçı, kanal TRT 1. Parma takımı coşmus maçı 6-1 önde götürüyor. Maçı anlatan Hüseyin Başaran coşmuş Parma'nın her atağında "yedinci gol mü geliyorr" diye bağırıyor. Son dakikalarda hepten çığırından çıkıp aşağıdaki kelime oyunlu cümleleri sarfediyor:
-Parma yine atakta... Cunyir... Cunyirrrr... yedi mi? yedi miii?
yemediiiiiii. Kaleci Ballotta yemedi bu golü.
(Huseyin Başaran bu espriyi yaptıktan sonra mikrofonu kapatıp kendi esprisine gülmüştür)



Diğer gaflar:

-"Zaten her zaman ya onu bana soruyorlar ya da bana onu soruyorlar..."
Sibel Turnagöl (Kerem Alışık'la ilgili sorulan bir soruyu cevaplarken)


-"Seyretmedim, görmedim ama gördüğüm kadarıyla söylüyorum gol değildi..."Fatih Terim (Adanaspor-Galatasaray maçı sonrasındaki toplantıda)

-"Sizin karşınıza iyi çıkabilmek için elimden gelenin en iyisini yaptım, her geleni yaptım..." Gülben Ergen
-"Sehpaya benziyor ama bunun ayakta durabilitesi yok!.."
Pınar Altuğ (Eline boyaması için tutuşturulan raftan bahsediyor)

"İstanbul'un 5'de yarısını gezdim.."
Cüneyt Arkın

"Şimdiki yarışmacımız dadaşlar ülkesi Erzurum'dan !!"

- Bize nasıl kullanıldığını gösterebilir misiniz lütfen?
( Gülgün Feyman kadınlar için üretilmiş prezervatifi tutarak firma yetkilisine)

- Sekiz yıl Özal' a verdiniz, onun iki yılını ananıza verin, o zaman Türkiye şahlanır.
( Tansu Çiller)

- Uğur çek ordan benim şeyimi!!
(Şansal Büyüka - ekrandaki küçük görüntüsünden bahsediyor.)

“Erken seçim olmasaydı 2084'e kadar iktidarda kalacaktık”
Rahmetli Bülent ECEVİT

"Diyelim ki şuraya siyah bir fırça vurmuş, yanına yuvarlaklar yapmış. Burada bir siyah, aralar beyaz. Burada bir siyah, arada yuvarlaklar. Baktım baktım dedim ki Türkiye'ye giııiğim zaman resme başlayacağım. Ben de yaparım bunu. Herhalde Picasso olduğu için böyle pahalı bunlar."
Kenan EVREN


- Neresini sıksaydım ?
(İngiltere ile ilişkilerin gergin olduğu bir dönemde yapılan bir görüşmede,gazetecilerin " İngiliz görevdaşın elini sıktınız mı? " sorularına cevaben Süleyman Demirel)




- Mozart dinlemiyorum ama Türkiye'ye gelirse konserine mutlaka giderim.
EMRAH



- Bir ver-kaç, verdi!.. Kaçamadı.
(Öztürk Pekin - Gs - Denizli maçından)

- Güntekin Onay : Hocam peki burda faul var mı?
Ahmet Çakar : Tabii bu sabaha kadar kırmızı kart!

- Tangoya başlarken kadınlar sağ ön, erkekler sol arka ayaklarıyla başlar.
(İpek Tuzcuoğlu)
..............................................................................
Sunucu sorar:
Hilal hanım, takip mesafesi nedir peki?

Hilal Cebeci: - Takip mesafesi şey, şimdi mesela ben şu an 40 km. hızla
gidiyorum ya, önümdeki araçla aramdaki mesafe de 40 km. olmalıdır...

Sunucu: Bu durumda İstanbul-Ankara yolunda sadece 13 araç olabilir!..



-"Hazır olduktan sonra 'hazırım' deyin, gong sesini duyduktan sonra yarışmaya başlayabilirsiniz..." ( "Şans Kapıyı Çalınca" programının sunucusu Nil Yiğitbaş(Sağır ve dilsiz yarışmacıya söylüyor)

Metin Uca:
Yol yapımında kullanılan 4 tekerlekli araç, D biir, D ikii?
Yarışmacı: Drayder!..

Bir örümcek tarafından ısırılıp üstün güçleri olan bir kahramana dönüşen çizgi film kahramanı, Ö biir, Ö ikii, Ö üüç?
Yarışmacı: Örry Potter!..

Neco: Ne iş yapıyorsunuz?
Yarışmacı Şu an işsizim Neco bey...
Neco: Harika... Süper!..
("En Büyük Yarışma Bu Yarışma" adlı yarışmada)

-"Savaş ortamlarında silah ve savaş aracı ihtiyacı ön plana çıkıyor..."
Tuncay Özkan

-"Son derece ayrılma kararı aldık..."
Ebru Gündeş

Metin Uca:
Akdeniz'de yaşayan saldırgan bir köpekbalığı türü,"C" harfi?
Yarışmacı: Caws!..


Esra Ceyhan'ın programından:
Esra hanım, ile yeni yetme şarkıcı konuğu sohbet ederler, Esra hanım her zamanki gibi başlar kaset çalışmaları muhabbetine:

-kasetiniz çok güzel olmuş, geçen hafta aldım evde arabada her yerde dinliyorum...

yeni yetmenin cevabı:
- kasetim daha çıkmadı haftaya çıkacak...


Müslüm Gürses filminden bir sahne;
Müslüm Gürses kadını kollarından tutmuş sarsa sarsa sormaktadır;

Müslüm: - Seviyor musun?
Kadın :-Hayırrr!!
Müslüm:- Seviyor muusuunnnnn !!!!!!!!
Kadın: -Eveett!!
Müslüm: -Yalannnnn!!!
deyip kadına bir Osmanlı tokadı patlatmıştır.


Mustafa Denizli'nin ATV de bizim stadyumu sunduğu dönemdeki hakemliği yeni bırakan Erman Toroğlu'nu anons ederken
"tartışmasız Türkiye'nin en büyük düdüğü" demesi...
Erman Toroğlu'nun afallaması.


Reha muhtar telefondaki adama fırça atıyor.
-Bütün bunları nasıl yaptın ha? cevap ver??
-Bakın efendim şöyle izah edeyim...
-Sus konuşma, hala utanmadan izah ediyorsun..
-...
-cevap versene??!
-......??
.............................................................

Arena'da Uğur Dündar'ın
fırın sahibine
- "bakın beyefendi ! tavanı yok buranın, pislik götürüyor burayı, bu böcekler
nereden geliyor peki temizse?"
diye sorduğunda
- "bu böcek nerden geliyor biliyormusunuz Uğur Bey ? Siz eğitimli insanlarsınız ..Bu böcek ülkemize ilk kez Afrika'dan muzun içinde geldi" diye cevap verdiği an.
...................................
"Acun Firarda "programında, Acun'un yurtdışında bir barda önüne gelen kıza sarkıntılık yapıp yılışan bir tipi gösterip,
-"görüyorsunuz sayın seyirciler , magandalık sadece Türklere özgü değil, Avrupa'da da magandalar var " demesi...
Ardından o kişinin gelip, "abi nasılsın? Ben deTürküm" demesi.

..........................................................
Kahramanımız 'Seda SAYAN' yine bi sabah elleri belinde ,
programını sunuyor. O sırada bi canlı bağlantı olur ve...

Seda SAYAN :-- AAloooğğğğ !!! kiminle görüşüyoruz ?
-Ben Mustafa
-Naber lan Mustafa ? Nerden arıyosun bizi Mustafa ?
-Şişli'den.
-Ne iş yapıyon lan Mustafa?
Belediye başkanıyım...
-...!!!

(Mustafa SARIGÜL)
.............................
Sokakta kurban kesen insanlarla röportaj yapan NTV muhabirinin bir vatandaşıımızla yaşadığı diyalog:,
-Burada sağlık açısından elverişsiz koşullarda beklettiğiniz bu etleri yemeyi düşünüyor musunuz?
-Yok, bacım, eşe dosta dağıtacağız.
.............................
Cnn Türk'te Çiğdem ANAT' ın "Ajans 13.00"te
yayına girdiklerini fark etmeyerek, yönetmenin
-"Sen mi gircen yoksa Ankara mı? " demesine ANAT'ın
-"S...t et Ankara'yı şimdi" demesi ve
bunun yayın anının ilk girişinde ekranda çınlaması...
..........................................................

Salak olabilirim ama aptal asla....
ASENA

Ben meme kanserine şahsen karşıyım....
SINEM GÜVEN

Mozart Türkiye de konser vermeye gelirse tabii ki dinlemeye gideriz.
EMRAH

Allahı size emanet ediyorum....
TANSU ÇILLER

Tüneli kaçmak için mi kazdınız .
REHA MUHTAR

İsmini vermek istemeyen bir izleyicimiz , Filiz Ovar İngiltereden arıyor....
A TAKIMI

Kendime ait görüşlerim, çok güçlü görüşlerim var ama onları her zaman onaylamıyorum.
CORÇ W BUSH

Polis , yolu , az sonra işlenecek bir cinayetin tatbikatı için kapattı
KANAL D ANA HABER

Eminem dünyaca ünlü bir grup biliyorsunuz değil mi arkadaşlar
BEYAZ

23.Yüzyılı yaşadığımız bu günlerde başıma gelen bu dram...
Q KIZI REYHAN

Cinayetler dışında, en düşük suç oranına sahibiz.
WASHINGTON D.C. VALISI MARION BARRY

Fransızlar amma kültürlü ...ufacık çocukları bile Firansızca konuşuyor....
IZZET YILDIZHAN

Cumhuriyet 1927 yılında ilan edildi .
Tugba ÖZAY

Atatürk ne demiş:- Yurtta sulh barışta sulh ....
NIHAT DOGAN

Bugün 10 kasım ..Atatürkün 64. ölüm yıldönümünü şölenlerle kutluyoruz.
ELIFNAGME
-Ege bir Yunan gölü deeldir,Ege bir Türk gölü de deeldir..BİNANALEYH Ege bir göl deeldir.
---
Süleyman Demirel
....................................................................................
Birçok arkadaşımın içime girmesine izin verdim ve ben öyle her arkadasimi içime alan biri değilimdir!!!
(Deniz Akkaya)

Kanada gibi denizaşırı ülkelerde çok bulundum...
(Amerika'dan Britney Spears)

Nodalıklar to, todalıklar no...
(Bülent Ecevit)

İlham kaynağım şu gördüğünüz Boğaz. Bu deniz, öküze bile ilham verir...
(Serdar Ortaç)

Teniste en iyi hareketlerden biri, topu fileyi yalayarak atmaktır. Ben yaptığım işlerde bu atış felsefesini benimsedim..
(Hülya Avşar)

Uzun vadede politikada iyi şeyler yapmak istiyorum. Manken arkadaşlarım da bana destek oluyor...
(Tuğba Özay)


Şimdi de Pink Floyd ve arkadaşları söylüyor: The Wall... (TRT 3spikeri)

57. Hükümet 'tekno partilerin' açılmasına yardımcı oldu... (Bülent Ecevit)


Kaybedecek hiçbir şeyi yoktu. İlk iki seti kaybetti. Şimdi kaybedecek daha çok hiç birşeyi yok!..
(Wimbledon erkekler final maçını anlatan TRT spikeri)


Öyle bir sivilce ilacı kullanıyorum ki bir sene içicem bir daha ömür boyu hiç sivilce çıkmayacak. İşte öyle bir sivilce ilacı aldım ben...
(Güzide Duran)

Alpay arka ayağını burktu!..
Türkiye-Brezilya maçından...)

Annem bana 'O. Çocuğu!' diye bağırdığında oluşan ironiyi hiç bir zaman anlamadı...
(Jack Nicholson)

İnsan sevdiğine 'Sana geleceğine bana gelsin' der. Öyle değil midir ya? Herkesin bir bebeği vardır...
(İbrahim Tatlıses)

Bu tokat olayından sonra hayata bakış açım değişti, artık her şeye daha pozitif bakıyorum...
(Hande Ataizi)

Coly, top diye Hasan'a vurdu. Ama Hasan'ın kafası da top gibi baksana. Vurabilir insan...
(Türkiye - Senegal maçı yorumcusu Ömer Üründül)

Sigara öldürür ve eğer ölürseniz hayatınızın önemli bir parçasını kaybedersiniz...
(Brooke Shields)

Chicago'ya gelmek istedim çünkü Chicago 52 eyaletimizden biri...
(Raquel Welch )

Not 1: Amerika'daki eyalet sayısı50,
Not 2: Chicago eyalet değil

Ben şimdi parçayı Cengiz'in bana öğrettiği gibi okumadım. Cengiz bana bi nağmeler öğretiyor, çok değişik oluyor. Eğer öyle okursam hakikaten çok güzel oluyor...
(Seren Serengil)

Annem hakikaten çok kaliteli bir sanatçı annesi...
(Seren Serengil)

Belçikalılar sahada 4-4-2 şeklinde dizilmişler...
(İngiltere-Danimarka maçını sunan TRT spikeri)

Hadi len bir kıta okiim...
(İzzet Yıldızhan, Tgrt'deki şovunda seyircilere doğru söyledi)

Gazeteci Sorusu: 'Türkan Hanım, gözlerinizi bağışlamayı düşünür müsünüz?'
Türkan Şoray yanıtı: 'Bugün mü?'

Parlamentodan, 500'ü aşkın başbakan çıkar...
(Osman Durmuş)

'Senin ağzını yerim' toplumda çok sık kullanıldığı için böyle bir şarkı çıkarttım...
(Sinan Özen)

Vücudundan kurtul. Sadece zihnin ve ruhunla yaşa... O zaman toprağın altında nefes alabilirsin...
(Cüneyt Arkın)

Semra Özal'ın Lady D. ile sohbeti esnasında "Süleyman the Law Maker" (Kanuni Süleyman)'ı "Süleyman the Love Maker" (sevişken süleyman) olarak telaffuz ettiğinde de Lady D. nin "phuaaaa" nidasıyla nasıl patladığı...


Beni ancak beş kız koparır diye düşündüm. Hepsiyle ayrı sahnelerim
var."
(Mustafa Sandal, Kopmam Lazım şarkısının klibinde beş kızla 'kopuyor.')



Aday erkekler arasında hiç tutmadığım kişiler vardı. Uygar'ı ya da Dr.Kaan'ı evleneceğim biri olarak görmedim hiç. İşte bu negatif elektrik olmuş oluyor. ...
Hasan çok sakin, polemiğe girmeyen, ben ona bir şey anlattığımda dinleyen ama hiçbir yorum yapmayan biriydi.
Ama Gökhan'ın ses tonu güzel. Hasan'ın ses tonu beni etkilemedi. Gökhan'ın sesi etkiledi. Bu da frekans olmuş oluyor."
(Ben Evleniyorum yarışmasında elenen yarışmacı Uğur Keklik'ten "Elektrik ve frekans nedir?" dersleri...)



Son zamanlarda kostümlerimi çok açtım diye Tanrı beni sanırım uyardı."
(Asena, ilahi güçler tarafından uyarılıyormuş meğer.)



"Yaptığım her şeyi tam ve iyi yapmaya çalışırım."
(Seks yaparken çok ses çıkardığı için komşularının tepkisine maruz kalan
Spin City oyuncusu Jennifer Esposito, gürültü yaptığını kabul ediyor ama bakın hangi nedenle...)



"Olsa dükkân sizin."
Beyaz, Meltem Cumbul'la aşk yaşadığı söylentilerini açıklığa kavuşturuyor.



"Cezaevindeyim memur bey."
(Tutuklamak üzere Cengiz İmren'in evine gelen polisler, aradıklarını bulamayınca, şarkıcıyı cep telefonundan arıyorlar. "Neredesin?"
sorusuna İmren cevap veriyor.)


- Yeni trendler neler?
- Son zamanlarda kasıklarındaki tüylere isim yazdıranlar çoğaldı...
- Nasıl yani?
- Sevgilisinin baş harfini istiyor. 'A' diyor, 'C' diyor. Onlar tabii
yapması kolay harfler...
- Yapması zor harfler de mi var?
- Olmaz mı? A, O, C bunlar kolay. Gel bir de M yap! Ben zaten dalga
geçiyorum: 'Gözünüzü seveyim, kendinize kolay isimli bir sevgili bulun!' diyorum.
- O harfleri yaparken kendinizi sanatçı gibi hissediyor musunuz?
- Ne yalan söyleyeyim, evet. Ben normalde bir kağıda kuş resmi bile çizemem ama kendimi mesleğime öyle bir vermişim ki, o harfleri seri halde yapıyorum. 15 dakikada bitiyor. Pek de güzel oluyor."
(Oh, misler gibi!.. Ayşe Arman sonunda ağdacısıyla da röportaj yapıyor...)



"Tek başıma canım sıkılır. Yanımda arkadaşlarım olsun isterim."
(Hakan Peker "Gömülürken tabutunda ne olsun isterdin?" sorusunu yanıtlıyor.)



"Gel tavuk gel..."
(Seren Serengil, Ünlüler Çiftliği'nde tavukları yakalamaya çalışırken!)



"Bir kadının zargana gibi dolaşmasını bir marifet olarak görmesinden nefret ediyorum. Kadın dediğin balık eti olmalı."
(Deniz Seki...)



"Boş arazide inekleri otlarken görünce birini çalmak istedim. Bir ineği götürürken, diğerleri de beni takip etti."
(Sultanbeyli'de çaldığı dört ineği satmak isterken yakalanan Ergül Şeran,
yaratıcılıkta sınır tanımıyor.)



"Biz her insana prim vermeyiz. Mesela, 'askerdeki kocasını aldatan
kadın' bizim için kötü kadındır. Ona iyi gözle bakmamız mümkün değildir."
(Televole'nin yaratıcısı Can Tanrıyar...)



"Benim dikkatsizliğim. Kendime çok kızdım. Yeni evli bir kadınım, sahnede nasıl durulması gerekiyorsa ben de öyle duruyorum. Ancak bundan sonra daha dikkatli olacağım."
(Kayseri'deki stat konserinde göğsü açılan Gülben Ergen, evlenmenin, beraberinde 'namus' da getirdiğini anlatırken...)



"Sevgilim şimdilik yok ama spekülasyonu önlemek için kendime birini bulacağım."
(Manken Ebru Destan'a görevinde başarılar!)



"Ben bu ülkenin her sofrasında bulundum. Türkiye'de nerede ne yenir, bunu en
iyi bilenlerden biri benim."
(Süleyman Demirel, siyasetin yanında ağız tadında da son derece iddialı.)



"Geç kalınmış bir şeydi. Yaptırdık, kirvesi ben oldum. Ona yarım altın değil, tam taktım. Arta kalan parçalarını da Kıbrıs Rum kesimine bağışladık."
(Mehmet Ali Erbil, Stelyo Pipis'in sünnet olmasıyla ilgili soruları yanıtlarken...)



"Grip aşısı yaptırmamış olanlar giremez."
(Beşiktaş'ta bir kafenin önündeki tabela...)

Cezaevindeyim memur bey."
(Tutuklamak üzere Cengiz İmren'in evine gelen polisler, aradıklarını bulamayınca, şarkıcıyı cep telefonundan arıyorlar. "Neredesin?"
sorusuna İmren cevap veriyor.)

Kameramanlar taşıdığımız elbiseyi
çekmiyor ki kamerayı alta koyup iç organlarımızı çekmeye çalışıyor..."
Tuğba Özay

Seren Serengil: Sevgilin nereli?
Telefonla baglanan seyirci: -Kars...
Seren Serengil: Doğu tarafı oluyor değil mi?

Ebru Destan: Bana göre 20 yaşına kadar herkes
teenage'dir...

Zaga'da bir seyirci: Do you speak Turkish?
Ebru Destan: Ayıp ayıp, önce Türkiye'de Türkçe
konuşmasını öğren!...

"Evet tüm bölgelerimizden puan durumunu aldık sadece
yurtdışı bölgemiz kaldı.."
(Öykü Serter)

"Zaten her zaman ya onu bana soruyorlar ya da bana onu
soruyorlar..."
Sibel Turnagöl (Kerem Alışık'la ilgili sorulan bir soruyu
cevaplarken)

"Kafanda onu hırs et..." =
Seren Serengil

"Seyretmedim, görmedim ama gördüğüm kadarıyla
söylüyorum gol değildi..."
Fatih Terim
(Adanaspor-Galatasaray maçı sonrasındaki toplantıda)

"Sizin karşınıza iyi çıkabilmek için elimden gelenin en iyisini yaptim, her
geleni yaptım..."
Gülben Ergen

"Sehpaya benziyor ama bunun ayakta durabilitesi
yok!.."

Pınar Altuğ (Eline boyaması için tutuşturulan raftan bahsediyor)

"Istanbul'un 5'de yarısını gezdim.."
Cüneyt Arkin

"Şimdiki yarısmacımız dadaşlar ülkesi Erzurum'dan !!"
Neco

"Şimdi başka bir boyuta geçelim..."
RT2 Akşam Haberleri Spikeri (Bir haberden başka bir habere geçerken geçiş cümlesi)

"Tek estetiksiz mankenlerden biriyim ben"
Tuğba ÖZAY

"Taktiksiz Viken"
BBG'de bir pankart

"Hazır olduktan sonra 'hazırım' deyin, gong sesini duyduktan sonra yarışmaya
başlayabilirsiniz..."
"Sans Kapıyı Çalınca" programının sunucusu
Nil Yiğitbaş (Sağır ve dilsiz yarışmacıya söylüyor)

Metin Uca: Yol yapımında kullanılan 4 tekerlekli araç, D biir,D ikii?
Yarışmacı: Drayder!..
Metin Uca: Bir örümcek tarafindan ısırılıp üstün güçleri olan bir kahramana
dönüşen çizgi film
kahramanı, Ö biir, Ö ikii, Ö üüç?
Yarismacı: Örry Potter!..

Neco: Ne iş yapıyorsunuz?
Yarismaci: Şu an işsizim Neco bey...
Neco: Harika... Süper!..
("En Büyük Yarışma Bu
Yarışma" adlı yarışmada)

"Savaş ortamlarında silah ve savaş aracı ihtiyacı ön
plana çıkıyor..."
Tuncay Özkan

"Son derece ayrılma kararı aldık..."
Ebru Gündeş

Metin Uca: Akdeniz'de yaşayan saldırgan bir
köpekbalığı türü, "C"harfi?
Yarısmacı: - Caws!..

Milletvekili 1: Bakın burada ülkenin geleceğinden bahsediyoruz.
Milletvekili 2: O zaman sen kağıda resim de çiziyorsundur.
Milletvekili 1: Masaya çizmekten iyidir!..
(Meclis TV'den)

"Biri beni çağırtıp dört saat bekletse, yarım saat sonra giderdim!.."
Ali Sen

"Evden ayrılmanın hemen ardından ev tam bir dengeler silsilesi haline
girdi..."
BBG sunucusu Öykü Serter

"Sanki Hollywood'daki gibi program oldu yaaa..."
Seren Serengil

"Suriye'nin ***'yi Türk turizmine engel olmak için yıllardır bombaladığını
biliyoruz..."
Gülgün Feyman (Flash Haber)

Bitirim Pokemonlar (Pokemon çizgi filminden, e tabi Türkce dublajla)

*Kız: --Kabutolar Pikaçu'yu öldürdü!..
*Erkek ve ana karakter olması muhtemel kişi: -Allah belalarını
versin,kitapsızlar, namussuzlar!..


Diken saçlı kişi: -Hacı sen ne diyorsun bu işe yaa, adam kral çıktı?
Ana karakter: - O, benim üstat yaa, iyi heriftir...

"Uzaya bizim borumuz çıkmış!.."
Sinan Aygün
(Challanger Uzay Mekiğinde bizim bor madenimizin kullanıldığını anlatmaya
çalışıyor)

"Müzikte tek eksiğim opera..."
Doğuş

"Erdoğan kendini ve özünü reddeden bir Brütüs..."
Şevket Kazan

"İşte eski bir şarkı... sizler için yepyeni bir şekilde versiyonlandı...."
Lokum FM'de bir DJ kızımız

"Geçen hafta bu taraftakini yaptırdım, bu hafta da
öbürsükini yaptıracağım..."
Özlem Yıldız (Dişine
yaptırdığı dolgudan bahsediyor)

-"Ben sana bir şey diyeyim de iyice şoklan..."
BBG Belma

Sunucu: Hilal hanım, takip mesafesi nedir peki?
Hilal Cebeci: Takip mesafesi şey, şimdi mesela ben şu an 40 km. hızla
gidiyorum ya, önümdeki araçla aramdaki
mesafe de 40 km. olmalıdır...
Sunucu: Hilal hanım, bu durumda Istanbul Ankara
yolunda sadece 13 araç olabilir!


"Evet sevgili seyirciler, ikinci tura başlamadan
önce birinci tura başlıyoruz..."
Ece Erken

Müge arkadaş , alttaki yorum kısmında birkaç Çiller vakasını
yazmış ..
Gözünüzden kaçar belki diye buraya aldım..Teşekkürler Müge ..
Bunlar da Müge'den :


(.........)Aralarında Tansu Çiller'i de görünce dün bir mizah dergisinde okuduğum gafı aklıma geldi.

"Ancak Türkiye gibi bir ülkeyi halüsanattan, bir tür hayali girişimlerle, halusi, halus, halis...."

"Samsun'u Akdeniz'in incisi yapacagimmmm!"

Bu arada bu halusi vakasını doğru kelimelerle yazayım diye Gugıl Amca'ya sorunca komik bir diyaloğuyla daha karşılaştım.

Erzurum da yöresel kelimeler vardır.mesela
“tırlık” kekeme,
“gıdık” çenealtı,
“bıdık” da kadın cinsel organı demektir.
seçim döneminde miting konuşması yapan tansu çillere kalabalığın içinden bir vatandaş
-”senin bıdığını yirim gız.” diye bağırır.
bunu duyan tansu hanım yanındaki vali yardımcısına dönüp sorar “bıdık” ne demek diye.
vali yardımcısı gerçeği söyleyemediğinden ve birazdan olacaklardan habersiz “ciğer” der, ciğerini yerim demek istedi.
mikrofona dönen tansu hanım coşku ile bağırır.
- ”bacınızın bıdığı size feda olsun.”
Devamını Okumak İçin Tıklayın..!

Şanslı insan seni....!

Bazen e-postanıza ilginç mesajlar düşer. Ben buna e-postamda , Fatih5245 grubuna gelen mesajların içinde rastladım.

Gerçekten çok hoş ve anlamlı bir mesaj.
Ayni zamanda bardağın dolu tarafına bakmayı da ihmal etmeyin diyen bu mesajı sizinle paylaşmak istedim .
Buyurun izleyelim :
...................................................................

Dünya nüfusunu, mevcut halkların oranlarını koruyarak , 100 kişilik bir köy kadar küçültebilseydik , bu köy şöyle olacaktı:



57 Asyalı:





21 Avrupalı,






14 Amerikalı (Kuzey,Orta,Güney)





ve 8 Afrikalı






Bunlarin 52'si kadın


, 48'i erkek olacaktı







30 beyaz


,
70 beyaz olmayan(
+ +






30 Hristiyan, 70 Hristiyan olmayan,



89 heteroseksüel



11 homoseksüel







6 kişi bütün servetin


% 59'una sahip olacakti ve bunların hepsi




ABD kökenli olacaktı.



20 kişi iyi evlerde yaşayacakti,




30 kişi okuma-yazma bilecekti,




1'i ölmek üzere



1'i de doğmak



üzere olacaktı.



1 kişi bilgisayar sahibi,





1 kişi de (evet, sadece 1 kisi) üniversite mezunu olacaktı.



Şimdi , şunları göz önünde bulundurun:



Bir savaş tehlikesi



ile ,


işkence görmek



ihtimali ile,


aç kalma korkusu


ile karşı karşıya değilseniz, 500 milyon insandan daha iyisiniz.




Tutuklanmaktan



, işkence görmekten yahut öldürülmekten



korkmadan


ibadethaneye
gidebiliyorsaniz , 3 milyar kişiden daha iyi bir şansa sahipsiniz.




Buzdolabınızda yiyeceğiniz

üzerinizde elbiseniz



ve başınızı sokup uyuyabileceginiz bir eviniz

varsa,

dünyadaki insanlarin % 75'inden daha zenginsiniz.




Bankada ve cüzdanınızda para



varsa , dünyanın en imtiyazlı % 8'i arasındasınız



Anneniz

babaniz




sağ ise, siz bu dünyada nâdir kişilerden birisiniz.



Birisi sizi düşündü ve bunu gönderdi , çünkü okuma

yazma


bilmeyen 2 milyar kişiden biri değilsiniz.




Paraya ihtiyacın yokmuş gibi çalış .




Kimse seni üzememiş gibi sev .



Kimse seni seyretmiyormuş gibi danset .




Kimse seni dinlemiyormuş gibi şarkı söyle .







Bu mesajı dostlarina gönder .



Göndermezsen hiçbir şey olmaz.




Gönderirsen, belki bunu okuyan birisi gülümser......






Veya......



sen gene her zaman yaptığın gibi nereye olduğunu bilmeden, kan
ter içinde koşuşturmaya

ve hayattan şikayet etmeye

devam et




Kaynak:fatih5245 Grup Üyesi:Çiğdem GÜNDOĞDU





















Devamını Okumak İçin Tıklayın..!

RADARA GİRDİNİZ.........

Hafta sonu fıkrasını , Dr Banu Üzbek 'e gelen bir e-mailden seçtik..küçük bir iki değişiklik yaptık , kendisinden özür dileyerek :

( Karda kışta çamurda ,görevini fedakarca yapan trafik polislerimizi de tanıyor ve saygıyla anıyoruz .. )

" rüşveti almak ta , vermek te bir sanattır.... "

Polis - Beyefendi radar uygulamamız vardı. Hız sınırını aştınız.
Adam - Aşmadım birader.
Polis - Beyefendi radar kayıtlarını gösterebiliriz.
Adam - Ben Mustafa'nin arkadaşıyım, uğraşmayın benimle ..!
Polis - (bi an afallar gibi yapar , sonra:) Hmmm , Mustafayı tanıyorsunuz demek , çok güzel çok güzel ....!
Yalnız , bu Mustafa hangi Mustafa oluyor ?
Adam - Sen hangi Mustafayı tanıyorsun ?

Polis - Siz hangisi ile tanışıyorsunuz ?
Adam - Dur yanımda resmi var sana göstereyim. (cebinden bir
20 milyonluk cikartır ve Atatürk portresi olan tarafını gösterir)
Polis - Haa, pardon şimdi hatırladım. Siz , "Bu Mustafa " dan sözediyorsunuz... Tamam , şimdi oldu...
Adam - Peki , şimdi gidebilir miyim ?
Polis - Şey, Mustafa' nın daha başka bir resmi olanından yok muydu yanınızda ?
Adam - Eeeh be... Arkadaş dediysek , bütün arkadaşların albümünü de yanımızda taşımıyoruz , o kadar da değil ya... ...!



Devamını Okumak İçin Tıklayın..!

BAYBURT BAYBURT OLALI BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİ ...!


Bu akşam pek yapmadığım bir şeyi yaptım..
TV nin karşısına geçtim.
Haber saati idi . O kanal senin , bu kanal benim , kendime haber beğendirmeye çalışıyordum
Kanal D'de Mehmet Ali BİRAND’ın , hani o haber okurken omuzu , beli , kolu , başı oynayıp durur ya..
İşte o ilginç vücut hareketlerini seyrederken , bizim BİRAND bir haber okumaya başladı ki , ben o anda dikkat kesilip nefessiz haberi izlemeye başladım..
Haber şöyle başlıyordu :

Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi

Merakımı uyandırmıştı doğrusu ..
M.A BİRAND , gülücükler saça saça haberin içinde devamlı bu cümleyi tekrarlıyordu.

Ama arkasından devamı ilginçti haberin..
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Bayburt ‘ta bir konser veriyordu..
Salonu dolduranlar ,orkestra ile senkronize şekilde parçalara eşlik ediyor, halkın son derece keyif aldığı her hallerinden belli oluyordu..
Arada ,genç sanatçı adayları canlı performanslar sergiliyor ,salon alkıştan yıkılıyordu..

Şimdi diyeceksiniz ki :

-“ Eeee ne var bunda ..? Ne olmuş konser vermişse “

Biraz sonra , MA BİRAND , meşhur tekerlemenin hikayesini anlattı .

Ben de ilk defa duyuyordum “ Bayburt Bayburt olalı , böyle zulüm görmedi “ sözünü..
Öteden beriden hemencecik araştırdım . Hikaye şu :


"Bir gün Bayburt'a bir senfoni orkestrası gelir. Tüm Bayburt halkı konseri izlemek için davetlidir. Daha önce ne böyle bir orkestra ,ne de böyle senfonik bir müzikle karşılaşmamış olan ve konseri çok merak eden Bayburtlular salonu hıncahınç doldurur.Büyük bir merakla izledikleri konserin sonunda bir gazeteci Bayburtlu'ya , senfoni konserini nasıl bulduğunu sorar.

Bayburtlu nun cevabı müthiştir :

- 'Vallahi Beyim…Bayburt Bayburt olalı, böyle zulüm görmedi'

Kimisi de , şöyle anlatır :

Konserin bir salonda değil bir meydanda düzenlendiğini , kimsenin konsere ilgi göstermemesi üzerine , zorla toplatıldıkları alanda kendilerine senfoni orkestrası dinlettirilen ve konser bitimi düşüncesi sorulan Bayburt’lunun cevabı :

-Vallahi Beyim , Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi

Bir de şiir düzmüşler , eminadam’dan aldım ..Ben de size aktarıyorum :

Bir yaz akşamıydı , gece yarısı,
Seferber olmuştu kızı , karısı.

Konser varmış diye , çığ sel olmuştu,
Stadyum hınca hınç insan dolmuştu.

Kimisi irkilip kalktı yataktan,
Ayyuka çıkmıştı,gürültü çoktan.

İhtiyarın biri de oradaydı,
İtilip kakıldı , tam aradaydı.

Neler oluyordu Allah aşkına,
Seksenlik ihtiyar döndü şaşkına.

Bir gürültü var ki dağ , taş inliyor,
Kim kime ne diyor , kimi dinliyor?

Spiker yaklaşır,ol ihtiyara,
Elinde mikrofon,yanda kamera.

Bu konser hakkında ne dersin amca?
Hoşuna gitmiştir , benim kanımca.

Bizimki haykırır,patlarcasına,
Konuşur TV’nin kamerasına:

“Bayburt görmemiştir Bayburt olalı,
Böylesine zulmü , Rustan alalı.

Milleti meydana sürüp dökmüşler,
Babamgil de böyle azap çekmişler.

BAYBURT'1998




İşte , Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası , yıllardır anlatılan bu anekdotu tersine çevirmek için bu olayın yaşandığı rivayet edilen Bayburt'a "senfonik çıkartma" düzenlemişti.
Ve Bayburtlu izleyiciler , gerek çalınan parçaları ,gerekse finaldeki Onuncu Yıl Marşını ayakta , müthiş bir coşku ile söylemişlerdi

Evet , bugünkü bütün gazetelerde bu konser manşette idi ve konserin anlamı gerçekten büyüktü..

Devamını Okumak İçin Tıklayın..!

BLOGCULAR DUVAR YAZISI YAZSAYDI NELER YAZARDI ?

Banlama beni banlarım seni...
Eceli gelen kullanıcı, admin'in duvarına işer
Taşıma virüs ile bilgisayar çökmez
Ye virüsüm ye
Yeme TNT2'nin hakkını, DOOM 3 gösterir aheste aheste
Ben istedim bir trojan, allah verdi 5 trojan...
512 mb ramın nesi var 1000 ramın sesi var !
Pentium 4 gibi yar, PIV gibi diyar olmaz
Downloadunu adsl kotana göre uzat
56k'ya sormuşlar, "neden yavaşsın"
demiş; "nerem hızlı ki?"
Mağrur olma moderator , senden büyük admin var
Başlığımı silme ne olur , çalış seninde olur
Hacker acı söyler..
Moderator'un mumu yatsıya kadar yanar..
Faydasız moderator mezara yakışır..
Hacker gelince kimin oğlu, kimin kızı demez..
Aça dokuz format atmışlar, gene düzelmemiş..

Devamını Okumak İçin Tıklayın..!

GÖZ YANILSAMALARI

















Bunları bir yerlerde görmüşsünüzdür daha önce de ..

Ama , yine de ilginç geliyor bana..

Paylaşmak istedim..

İlk resimde , adamların durduğu düzlem altta mı , üstte mi sizce ?

Ortadaki resimde , ne görüyorsunuz ?

Ya en alttaki resimde ?

Daha fazla yanılsama ......?





Ne görüyorsunuz ?









Ortadaki nokataya yoğunlaşarak ,Başınızı yaklaştırıp uzaklaştırın





Ortadaki noktaya 30 saniye göz kırpmadan dikkatle bakın...Her yanı beyazımsı bir sis kaplayacak..










Ortadaki noktaya gözlerinizi hiç kırpmadan yoğunlaşın










Ortadaki noktalar siyah mı beyaz mı ?








Doğrusu , bunu çok denedim ama beceremedim..
Siz yapabilecek misiniz ?






Devamını Okumak İçin Tıklayın..!
Web Analytics