yaradandan ötürü ...


Sofrada oğlumuz eşim , oturuyoruz.

Bir an , düşüncelere dalmışım ..

Eşim saçını kestirmiş .
" -Nasıl ,güzel olmuş mu ? " diye soruyor..
-"Evet " diyorum ..
Bir yastıkta 23 yılı paylaşmışız , bilmez mi ...
-Doğru söyle.. Beğendin mi ? " diyor .. ,
"Sen benim saçımı görmüyorsun sanki .. Aklında ne var ??"

****

Nereden dolandı bu akşam dilime . bilmiyorum.
İçimden dillendirdiklerim saçılıveriyor ortalık yere ...



Elif okuduk ötürü
Pazar eyledim götürü
Yaratılmışı hoşgördük
Yaradandan ötürü "

İnançlar , insanı barışa , sevgiye , huzura ulaştırma araçlarıdır aslında.. Hoşgörü esastır .






"- Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm "



"-Yunus der ki ..Ey hoca ,
İstersen var bin hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir."




"Bir kez gönül kırdın ise , bu kıldığın namaz değil "



Gazeteler , televizyonlar , haberler , resimler , uçuşuyor , gözlerinizin önünde ..

Boşverin diğer inançların mensuplarını , kendi kanından , kendi inancından kişilerin gittiği ibadethanelere bile bomba koyan , çocuk ve kadınları intihar eylemleri ile katletmekten çekinmeyen dini örgütler ,ve kendi doğrultusunda düşünmeyenleri ve kendisi ile yandaş olmayanları yok etmeyi düşünebilecek kadar patolojik bir ruh haline sürüklenmiş bir güruh , bu felsefeden hiç mi nasibini almamış ki...

İşte , en son olay , bir Ermeni gencin , kızkardeşi bir Türkle evlendi diye ikisini de sokak ortasında kurşunlaması ...

Kalıplara girmiş ruhlar , beyinler....

Dünyadaki bütün insanların hepsinin aslında ayni etten ayni kemikten yaratılmış ayni insan olduğunu idrak edemeyen yüreği cahiller.


"- Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm "


Ete kemiğe bürünen ; Yunus diye , Artun diye , Ahmet diye Mahmut diye görünen nedir ????


Ne der Mevlana :

" Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel."


Hoşgörü tükenmiyor bu dergahta , ümitsizliğe yer olmadığını , kapıların kimseye kalıcı olarak kapanmadığını söylüyor Mevlana.



"Elif okuduk ötürü
Pazar eyledim götürü
Yaratılmışı hoşgördük
Yaradandan ötürü "

Yaratanın yarattığını hoşgörmemek , yaradanı inkar değil midir ?

Halbuki herşey insanın yüreğinden başlıyor , her şey bireyden başlıyor.


"Ayinesi iştir kişinin , lafa bakılmaz...""


Ruhunda , özünde sevgiyi ,dostluğu , barış ve huzuru özümsemiş insanlarla toplumlar mutlu ve huzurlu olur.


Bu bireylerin yaşamında da böyledir , toplumların yaşamında da ...

"İlim ilim bilmektir
ilim kendini bilmektir ,
Sen kendini bilmezsen
Bu nice okumaktır "

Sözün özü :

Hiç bir şey toplumda başlamaz , her şey bireyde başlar .
Birey ne ise toplum odur.daha fazlası değildir.

***

Kayahan ne diyor "Bir aşk hikayesi"nde ...

"-İkimiz de kıymetini bilemedik bir şeylerin .."

Ne yazık .. keşke tekrar geriye dönme şansı olsaydı ....

Artık o bilinemeyen kıymetler geridedir. yeniden yaşanamayacaktır o anlar..
Öyle yaşayalım ki, bu sözü söylemeye olabildiğince az ihtiyaç duyalım .

herşey bizde başlar bizde biter :

"Ne bekler durursun hayattan ,
Her şey elinde , bir anlasan"
...

Hiç yorum yok:

Web Analytics