Dokuz Eylül Üniversitesi'nin Uygulama Ve Araştırma Hastanesinin 3 ayda bir yayınlanan bültenini izlemeye çalışırım.
İlginç olaylar , çalışanların ve hastaların yazıları yer alır bültende. Çoğu da , ilgi çekici yazılardır bunların.
Temmuz sayısında Erdem ÖZKARA imzalı yazıda Psikiyatrist Engin GEÇTAN ' ın yazdığı HAYAT adlı bir kitap tanıtılmış ve kitaptan ilginç alıntılara yer verilmiş. Aslında , ben yazmış olsaydım , "insanlar ve maskeler " adını koyardım kitaba. Çünkü hayat bir sahne , baş aktör de kendimiz değil miyiz ? Kalabalık bir sahnede aslında tek kişilik bir oyun değil mi sergilediğimiz ?
Bize verilen rolü , ve başkalarından çaldığımız rolleri oynuyoruz . İçgüdülerimizde, altbenliğimizde beliren kişiliğimizi , hep bir maskenin ardında gizlemiyor muyuz bilinç altında ?
Asıl keşfedilmesi gereken çıplak gerçeğin , o maskenin ardında varolan gerçek kimliğimiz olduğunu biliyor muyuz ?
Bu yazıya niçin yer verdiğimi , yazıyı okudukça daha iyi anlayacaksınız.
Evet , sözü daha fazla uzatmadan konuya girelim ...
......
BİZ OKUDUK :
.......
....HAYAT....
Merhaba , bu sayıda klasik kitap eleştirisinden biraz farklı bir yazıyla karşınızdayız.Sizlere sunacağımız kitabın adı : HAYAT
Metris yayınlarından çıkan kitabın yazarı Psikiyatrist Engin GEÇTAN. Sekizinci baskısı 2006 yılında yapılmış.
Kitabı neden seçtiğime gelince , hepimizin içinde olan ama bazen görmezden gelmeye çalıştığımız altbenlik , gölge ( id ) hakkındaki çarpıcı tanımlamaları görünce çok etkilendim ve sizlere aktarmak istedim.Kitapta , hayatın akışı üzerine etkileyici yorumları bulabilirsiniz.Ancak , içimizdeki ses , yani
yazarın deyişiyle , gölge ile ilgili olarak Carl Gustav JUNG 'dan alıntılarla zenginleştirilmiş tanımlardan çok etkileneceğinize inanıyorum.Bunların bir kısmını da sizinle paylaşmak istiyorum:
GÖLGESİZ HAYAT OLABİLİR Mİ ?
"Herkes bir gölgeye sahiptir . Bu gölge ,insanın bilinçli yaşamında ne kadar az içeriliyorsa , o kadar kara ve yoğun olur. Bir başka deyişle, gölgenizle ne kadar az yüzleşirseniz , o kadar güçlenir, sonunda bir tehlikeye , kaldırılamaz bir ağırlığa, ruhunuzun içinde her an etkinlik kazanabilecek bir tehdide dönüşür."
"Gölge eşikte bekler , bilinç dışının yaratıcı giden yolu tıkamasına izin verebiliriz , ya da bizi elimizden tutup o derinliklere götürmesine razı oluruz.
Çünkü , kökenini o evrim evrim tarihinin derinliklerinden alan gölge basitçe kötü değildir. Aşağılık , ilkel , sakil , hayvansı , çocuksudur ; güçlü , canlı , kendiliğindendir."
"Bilince kabul edilmeyen gölge , diğer insanlara yansıtılır."
"Günah işleme gücü , insanların üstünlüklerinden biridir."
"İnsanın toplum içinde var olabilmesi için , gölgesindeki hayvansı eğilimleri ehlileştirmesi gerekir."
"Ego ve gölge , işbirliği yaptığında insan insan kendisini hayat dolu ve canlı hisseder."
"Gölgenin mantığı olmaz."
"Persona ( maske ) insanın günlük hayatını sürdürebilmesi için zorunludur. Egonun maskesi ile özdeşleşmesi= Şişme=Gerilim"
"Yasalar ve gelenekler , grup personasını simgeler."
"Gölgesiyle barışık insanlar daima daha çok aranırlar. Yaptıkları saçmalıklar yadırgansa bile. Gölgesinden kopuk insanlar başkalarını yargılama eğilimindedir. Çünkü bastırdıkları gölgeleri için diğerleri olumsuz birer örnektir."
"İnsanlar ancak hazır oldukları cevaplara ulaşırlar."
VAROLAMAMANIN PIRILTISI
"Varolamamanın pırıltısı : İnsan bir yerde varolamadığında , başka bir yerde abartılı bir şekilde belirebilen bir varlıktır."
"Günümüz dünyasında , "-mışçasına ilişkiler "salgın halinde. İnsanlar , birbirlerine ulaşamaz, birbirlerini hissedemez haldeler. Giderek artan sayıda insan , ilişkisizlik sonucu , tek kişilik gösterilerine seyirci , ya da monologlarına dinleyici talep eder halde."
"Ölüm korkusu , kötü yaşanmışlığın bir sonucudur.İyi yaşanmış bir zaman , ölümün de doğal karşılanmasını sağlar.. I Ching felsefesine göre : Ölüm , yaşanmış hayatın başına konan bir taçtır."
"Güzellik ,onu sahip olan kişiye hoşluk yaratan bir nesne ya da şekildir.Aslında söz konusu nesne , güzel olduğu için ona sahip olana haz vermez, kendisine haz verdiği için onu güzel bulur." Will DURANT
"Yazgının getirdiği trajedi , var oluşumuzun temel şartıdır. Trajediyi tanımazsak kendimize karşı duyarlılığımızı kaybederiz. Oysa etrafımız, trajedi ile yüzleşmemek için kaçınanların trajedisizlik trajedileriyle dolu , "-mışçasına" hayatlar ve ölüm korkularıyla.
" Hayatın içine daldığımızda yaşanan trajediler ise , zamanla tecrübeye dönüşebiliyor. acıtmış olsalar da , insana bir şeyler katarak.."
Evet , insanın iç yapısı ve hayatla ilgili zekanın imbiğinden geçmiş bu kadar özlü sözden sonra , daha iyi ifade edemeyeceğim için , kitabın temel mesajıyla bitiriyorum yazıyı:
div>"Korksan da dene ! Risk alarak yaşamayı göze alabildiğimiz oranda hikayelerimiz de artıyor ve gölgemizi daha yakından tanıyabiliyoruz. Koruma altında yaşayanlarsa zamanla müze parçasına dönüşüyor. ... Kendilerinde imrenme duygusu uyandıran ve neleri yaşayamadığını hatırlatan hayat belirtilerine tahammül edemez halde...."
3 yorum:
Hocam kitabın yazarı Türk ama beylik sözler hep yabancılardan alıntı.
Nasıl yorumlarsın?
Orpen hocam,türklerin sadece beylik tabancası meşhur sanırım :)
Orpen , çelişki-analiz uzmanı ..yazarı en hassas noktadan vuruyor :))
Yorum Gönder