elif dedim , be dedim


Elifçik , bir Alman kızı...

Yıllar önce gelmiş Akdeniz sahilindeki bu şirin beldeye..

Almanya'da bir kaç iş ile birden uğraşıyormuş o sıralarda.. Türkiye'ye geldiğinde 400.000-500.000 YTL gibi bir parası varmış elinde.

Bıçkın bir gence aşık olmuş bu şirin Akdeniz beldesinde. Birbirlerine delicesine aşıklarmış.
Almanya'ya dönmek istememiş.Kıpkırmızı kumu ile çok meşhur bu köşeyi çok seviyormuş Elifçik.. Bıçkın delikanlıyı çok seviyormuş.

Hani laf aramızda, nedense , bir Alman olduğu halde Almanya'ya karşı bir sıcak duygu da yokmuş içinde.. Belki de aşk sebep idi buna , kimbilir...!

Elifçik , kendini başıboş sokak köpeklerine adar. Birikimini , bir köpek barınma çiftliği tesisi yapmaya kullanır.

Bir çok köpek , koruma altında , Elifçik'in korumasındadır artık.

Gün geçtikçe köpek sayısı artar. Çevreden otellerden motellerden restoranlardan topladığı yemek artıkları ile idare edilemez olur köpek çiftliği...

Elifçik hayatı tanıyan , girişimci , mücadeleci bir kız.. Almanya'daki Hayır Dernekleri ve Hayvanseverler kulüpleri ile temasa geçer ..

Davet eder onları , köpek çiftliğini gösterir. "Hay hay " derler Alman konuklar. Çok beğenmiş ve çok etkilenmişlerdir gördüklerinden .. Çok modern , çok çağdaş bir hayvan barınma evi vardır karşılarında...

Almanya'dan hayırseverlerden toplanan bağışlar gelmeye başlar köpek barınma tesisine.. Köpek çiftliği daha da modernleşir , daha da büyür. Alman hayvansever dernekleri sık sık ziyaretler yapmaktadır tesislere..

Bu arada , sevdiği bıçkın delikanlı ile birlikte oturmaya başlar Elifçik.. Ama ne bilsin adamın evli olduğunu , onu ikinci bir eş gibi kullandığını.

Bir gün Almanya'dan dernek temsilcileri gelir yine.. Ama bu sefer yüzleri asıktır. Tesislere yakın köyün muhtarı , Elifçik'i şikayet eden bir mektup yazmıştır , Alman yetkililere..

Muhtarın dilekçesinde , Elifçik'in , köpekler için gönderilen paralarla , gezip tozduğu , har vurup harman savurduğu , paraları köpekler için değil kendisi için kullandığı yazılmaktadır dilekçede.

"Hayır !" der Elifçik... Hayır , gönderilen bütün para, ve hatta kendi birikimleri bu tesise vakfedilmiş , tamamen bu tesise harcanmıştır...

Harcama belgelerini , fatura ve makbuzları döker ortaya.. Ama hayır , Alman yetkililerin tavırları çok net ve çok katıdır.. İnanmazlar Elifçik'e..

Bir anda Almanya'dan gelen paralar bıçak gibi kesilir.

Elifçik bu köpekleri nasıl bakacak , nasıl besleyecek , nasıl tedavi edecektir bundan böyle ?

Yine en baştaki gibi çevre otel motel ve restoranlardan topladıkları yemek artıklarıyla beslemeye çalışır köpekleri. Ama çiftlik çok büyümüş , köpek sayısı çok artmıştır. Bir zaman sonra gücü tükenir Elifçik'in.. Çözülür , dağılır kalır Elifçik...

Köpekleri ile vedalaşır, tesisin kapılarını açar tüm köpekleri doğaya salar , gözlerinden yaşlar süzülerek ... Evet , evlatları , yavruları , yine sokaklardadır artık , yarı aç yarı tok , bakımsız...

Bu arada imam nikahı yaparak birlikte oturduğu eşi ile de sorunlar belirir aralarında... Eşi de hayırsız çıkmıştır Elifçik'in...

Kucağında bebesi ile eşini terketmiştir Elifçik. Kızgındır eşine , bir yandan da yaralıdır kalbi..

Günlerini , bir gün o arkadaşının , bir gün bu arkadaşının yanında geçirmektedir şu sıralarda. Parası yoktur , eşi yoktur , kimsesi yoktur Elifçik'in.. Bir bebesi ile yollardadır.

Onunla karşılaştığımda , çok zayıf , süzülmüş bir kadın gördüm..

Bebesi çok ağlıyordu.. Biraz bozuk , şirin bir Türkçe ile "Bebekler bir bulmaca "dedi..."Ne zaman niye ağlarlar , bilemezsiniz.."

Diğer odaya geçti , bebesini avutmaya çalışıyordu.

"-Yarın Antalya'ya gideceğim " dedi , orada bir arkadaşı varmış .

Bir kaç gününü onun yanında geçirmeyi düşünüyordu.

Oraya gidecek parası varmıydı ? Soramadım ...

"Hiç " diyordu , "hiç o paraları kendi keyfim için kullanmadım "


Antalya'da bir arkadaşı daha vardı Elifçik'in . Yarın sabah oraya gitmeyi planlıyordu. Başı dikti Elifçik'in.. Yıkılmamıştı.. Ama , gözlerinde , başına gelenleri anlatan derin bir hüzün okunuyordu.. Veda edip ayrıldığımda Elifçik'in bebeği ağlıyordu..


Remzi BİRCAN



2 yorum:

Hülya Konar dedi ki...

aaa yazar bölümündeki isme itafen soruyorum Remzi Bircan mı yazdı bu duygu yüklü yazıyı?

Remomythe dedi ki...

Hülya Hanım ...
Vallahi günahı boynuna , bana kendi imzası ile gönderdi...Umarım kendisi yazmıştır:))

Web Analytics