Yıllar öncesi Kuzey Virginia'da çok soğuk bir kış akşamıydı. Yaşlı adam nehrin karşı kıyısına geçmek için beklerken sakalı soğuktan buz tutmuştu. O kadar uzun bir süre bekledi ki, artık bedeni adeta hissizleşti kuzey rüzgarının etkisiyle.
Sonra uzaktan gelen hafif bir ses duydu buz tutmuş yolda. Atların ritmik ayak sesleriydi işittiği. İlk atlının geçişini izledi, dikkatlerini çekmek için hiçbir çaba göstermeden. Sonra başka bir atlı geçti, bir tane daha. Sonunda, en son atlı yaşlı adamın buzdan bir heykel gibi duran bedeninin yakınında durdurdu atını.
Atlı yaklaşırken yaşlı adam atlıyla göz göze geldi ve ona
"Bayım, bu yaşlı adamı nehrin öbür yakasına geçirir misiniz? Yürüyerek geçmem olanaksız görünüyor" dedi.
Atının dizginlerini çekip, durduran atlı, "Elbette" dedi. "Atla". Yaşlı adamın yarı donmuş bedenini hareket ettiremediğini fark eden atlı, atından yere atladı ve yaşlı adamın ata binmesine yardımcı oldu, onu nehrin karşı kıyısına geçirmekle kalmayıp, birkaç mil ilerideki evine kadar götürdü. Küçük kulübeye yaklaşırlarken atlı merakını yenemeyip sordu: "Bayım, durdurmak için hiçbir çaba göstermeden diğer atlıların geçip gitmelerini izlediniz. Neden böyle soğuk bir kış gecesinde en son atlıdan yardım istediniz? Ya sizi reddedip orada bıraksaydım?" Yaşlı adam eğilip, önünde oturmakta olan atlının gözlerinin içine baktı ve "Uzun süredir bu civarda yaşıyorum ve insanları çok iyi tanıdığıma inanıyorum" dedi ve sözlerini sürdürdü:
"Diğer atlıların da gözlerinin içine baktım ve benim durumumun onları hiç ilgilendirmediğini anladım. Onlardan yardım istememin hiçbir yararı olmayacaktı. Ama senin gözlerine baktığım zaman, gözlerindeki sevecenliği ve iyilikseverliği anladım"
Bu sıcak yorumlar atlıyı çok derinden etkiledi. "Söylediklerinden çok etkilendim" dedi yaşlı adama, "Bundan sonra başkalarının ihtiyaçlarına karşı hep iyilik ve sevecenlikle yaklaşacağıma söz veriyorum"
Sonra Thomas Jefferson* atının başını çevirdi ve Beyaz Saray'a doğru yol almaya başladı.
*A.B.D.'nin 3.Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder